NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ يَحْيَى
بْنِ فَارِسٍ
قَالَ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّزَّاقِ
قَالَ أَخْبَرَنَا
مَعْمَرٌ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
جُبَيْرِ
بْنِ مُطْعِمٍ
عَنْ أَبِيهِ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ
لِأُسَارَى
بَدْرٍ لَوْ
كَانَ
مُطْعِمُ
بْنُ عَدِيٍّ
حَيًّا ثُمَّ
كَلَّمَنِي
فِي
هَؤُلَاءِ النَّتْنَى
لَأَطْلَقْتُهُمْ
لَهُ
Muhammed b. Cübeyr b.
Mut'îm'in babasından rivayet olunduğuna göre;
Nebi (s.a.v.) Bedir
esirleri hakkında;
"Eğer Mut'îm b.
Adiyy sağ olsaydı da şu kokmuşlar hakkında şefaatta bulunsaydı onun hatırına
bunları serbest bırakırdım." buyurmuştur.
İzah:
Buhârî, hums; meğazi
Hz.Peygamber'in müşrik
Mut'îm'i, oğlunun yanında bu şekilde saygıyla anması, Mut'îm'in oğlu Cübeyr'in
gönlünü İslam'a ısındırma gayesine matuf olabileceği gibi, gerçekten mut'imin
yaptığı iyilikleri dile getirmek için onu bu şekilde yadetmiş de olabilir.
Çünkü Mut'im b. Adiy
aslında Hz. Peygamber'e kötülük eden müşriklerden biri olmakla beraber,
müşriklerin müslümanları açlığa mahkum etmek için uyguladıkları boykot
kararının metnini yırtan kimsedir.[bk. Koksal M.A., İslam Tarihi, Mekke Devri,
281.]
Ayrıca Hz.Peygamber,
taif seferinden sonra Nahle'ye gelip geceleyin namaza durmuştu. O sırada
Nusaybin cinlerinden yedisi oradan geçerken Hz.Peygamberin okuduğu Kur'an-ı
Kerim'i dinleyip müslüman oldular. Hz.Peygamber orada birkaç gün kaldıktan
sonra Mekke'ye yöneldi. Fakat yalnız başına Mekke'ye girmesi çok tehlikeliydi.
Mutlaka birisinin himayesine ihtiyacı vardı. İşte Mut'im bu görevi de
yüklenerek Hz.Peygamberin Mekke'ye sağ-salim girmesini sağladı.[bk. Koksal
M.A.. islam Tarihi, Mekke Devri, 318.]
Ulemâ, savaşçı esirlere
yapılacak muamele hususunda ihtilâfa düşmüşlerdir. İmam Şafiî'ye göre devlet
reisi esirleri isterse öldürtür, isterse karşılıksız olarak serbest bırakır, ister
fidye karşılığında serbest bırakır, isterse köle yapar. Hasan-ı Basri (r.a)'ye
göre ise, esirleri öldürmek mekruhtur. Binâenaleyh, esir ya fidye karşılığında
ya da karşılıksız olarak serbest bırakılır. Atâ (r.a) da bu görüştedir.
Rivayete göre ıstaharın ileri gelenlerinden bir esir öldürülmek üzere Hz.İbn
Ömer'e gönderilmişti .İbn Ömer (r.a), "...Ondan sonra artık (esirleri) ya
lütfen bırakır veya karşılığında fidye alırsınız.”[Muhammed 4] ayet-i
kerimesini okuyarak o esiri öldürmekten imtina etti. İbn Şîrîn ile Mü-câhid
(r.a)'in esirleri öldürmenin mekruh olduğu görüşünü taşıdıkları rivayet
edilmektedir. Hanefi ulemâsının bu mevzudaki görüşü Ed-Durru'1-muhtar isimli
eserde özetle şöyle açıklanıyor:
Hükümdar, esir aldığı
kafirler, islamiyeti kabul etmezlerse muhayyer olup dilerse onları öldürür,
dilerse köle olarak kullanır, dilerse müslüman-lara haraç ve cizye vermek üzere
kendilerini hür ve zımmî olarak bırakır. Arap olan müşrikler ile mürtedler
ehl-i zimmet olarak bırakılmaz (kılıçtan geçirilir)
Kafirleri yenip esir
ettikten sonra, islamiyeti kabul ettikten sonra olsa bile meccanen
salıverilmeleri haramdır. Çünkü gazilerin hakkı taalluk etmiştir. İmam Şafii
Allahu Teâlâ'nın:
"Ya iyilik
(karşılığında hiçbir şey almayarak azâd) edin, yahut fidye (alın)" nazm-ı
cehlinin gereğince esirlerin meccanen bırakılmasını caiz görmüştür..
Hanefîler; İmam
Şafii'ye, "bu ayet-i kerime, "Müşrikleri, nerede bulursanız
öldürün" ayet-i kerimesiyle neshedilmiştir." diye cevap verirler,
Harb ettikten sonra kafirlerden biraz mal alıp da esirlerini salıvermek şer'an
haramdır. Ama harb bitmeden önce mal karşılığında esirlerin bırakılması
caizdir. Müslüman esir karşılığında caiz değildir. Imameyn'e göre caizdir.
İmam-ı A'zam'ın iki rivayetinden kuvvetli olanı da budur.[Davudoğlu Ahmed, İbn
Abidin Tercemesi ve şerhi, VIII, 399.]
Bu mevzuda İbn Abidin
de şöyle diyor; "Hatta (esirlerin) mal veya müslüman esir karşılığında
bırakılmaları da caiz değildir, ihtiyaç zamanında mal karşılığında
bırakılmaları caizdir. İmam Muhammed'e göre çocuğu olmayacak. derecede yaşlı
olursa mal karşılığında bırakılması caizdir, tmameyn'e göre ise müslüman esir
karşılığında bırakılması caizdir. Diğer üç mezheb imamlarının kavilleri de
böyledir. Nitekim RasûM Ekrem Efendimiz, bir müşrikle iki müslümanı
değiştirmiştir. Bir müşrik kadınla Mekkelilerin esir ettiği müslümanları
değiştirmiştir."[Müslim, nezr] Ben derim ki; Kâfir esirlerin mal
karşılığında bırakılmalarının haram olması ihtiyaç olmadığına göredir. Ama
ihtiyaç olursa mal veya müslüman esir karşılığında bırakılmaları
caizdir."[Bak Davudoğlu A. İbn-i Abidin Terceme ve şerhi, VIII, 401.]